Türk resim sanatının mihenk
taşlarından Naile Akıncı, geçtiğimiz ayın ilk günlerinde, 91 yaşında aramızdan
ayrıldı. Desenlerin yolculuğunda yetmiş beş yıl geçiren ressam ardında özgün
desen kimliğini yansıtan çok zengin bir koleksiyon bıraktı. Belirli bir konu
üzerine farklı plastik yorumlamaları içeren bu koleksiyonla Naile Akıncı,
gerçeği kendi algısıyla çeşitleyerek klasikle soyutu birleştirdi.
Desene yalnızca araçtı konu…
Tuvalle ilgilenen çoğu kişi Naile
Akıncı’yı Eyüp semtinin ressamı olarak tanır. Evet, Eyüp’le ilgili eserler
üretmiştir sanatçı; bu semtle ilgili, Eyüp Çeşitlemeleri isminde hatırı sayılır
desenler çizmiş, hatta eserlerinin çoğunun konusu ve fonunu Eyüp oluşturmuştur;
ayrıca pek tabii ki ressamın en bilinen eserleridir Eyüp Çeşitlemeleri.
Ancak çok az kişi bu semtin,
ressamın, aynı coğrafya üzerinde geliştirdiği farklı desen arayışlarına konu
olmaktan öteye gitmediğini bilir. Gerçekte Eyüp, Naile Akıncı’nın desenleri
için nefis bir konu olmaktan öteye gitmiyordu. Eyüp farklı desenler ve
renklerde çoğaltacağı muhteşem bir konuydu Akıncı için ve ressam bu semte olan
sevgisini Akademi’de hocası olan Ahmet Hamdi Tanpınar’dan almıştı.
Piyer Loti’ye çıkıp fırçasını
eline aldığında, Eyüp görünümünü farklı tuvallerde farklı plastik tatlarla
desenlemeyi hedefliyordu Naile Akıncı. Ve aynı görünümle ilgili farklı plastik
tatlar, bir başka ifadeyle işlerin kendini tekrarlamaması, ressamın, desenlediği
ortamla ilgili kendi özgün algısını tuvale katmasıyla mümkündü
büyük ölçüde. Belirli bir coğrafi parçanın farklı tuvallerde çeşitlenirken
tekrara düşmemesi, Levent Çalıkoğlu’nun deyimiyle, ressamın “ancak kendi
duyumsayış modelini üreterek parçası olduğu dünyanın içerisine nüfuz edebilmesi”
ve ayrıca “Doğu kaynaklı bir çeşitleme (tenevvü) anlayışını” benimsemesiyle
olasıydı.
İlgisini çeken bir konu ve bu
konu üzerine bitip tükenmek bilmeyen çeşitlemelerden
bahsediyoruz. Tuvalin konusuna gerçek
dersek, bu konuyu/gerçeği desenlemeye yönelen özgün bir algıdan söz ediyoruz.
Gerçeğin algısal çeşitlemeleri
Konu/Gerçek, Naile Akıncı’nın
eserlerinde çoğu kez İstanbul’un Eyüp semti olmasının yanında, sonraları Bebek
semti, daha sonraları ise Marmara ve Ekinlik Adaları olarak kendini gösterir. Eyüp, Bebek, Marmara ve Ekinlik Adaları ressamın desenlerinde
çeşitlenmiş, tek bir konuya/gerçeğe dair Naile Akıncı’nın özgün algılamaları
ortaya çıkmıştır. Akıncı her ne kadar bir doğa ressamı olsa da aynı konuyu
farklı tuvallerde çeşitlerken ışıktan çok desene önem verdiği için izlenimci değildir.
Evin İyem, Naile Akıncı’nın
“plastik kaygıların ön planda olduğu yapıtlarında önce desen ve kompozisyonu,
daha sonra da rengi sanatının temel taşları” olarak gördüğünü ifade ederek ressamın
“Peyzaj Ressamı’’ hatta daha özelleştirilerek ‘’Eyüp Ressamı’’ olarak
tanınmasına karşın aslında konunun onun için hep ikinci planda olduğuna” işaret
eder.
Desenleri planlarken Akademi’deki
hocası Zeki Kocamemi’den Paul
Cézanne’a evrilen bir biçim anlayışında olan ressamda az önce ifade
ettiğimiz gibi konu her ne kadar bir araç olsa da ele aldığı coğrafyaların
farklı zamanlarda farklı resimsel tatlarda çeşitlenmesi o coğrafyanın tarihini
ortaya çıkarıyor olabilir mi?
Bir bakıma evet. Bunun nedeni;
sanatçının zamana ilişkin eklektik tutumunun eserlerine yansıması. Eserlerinde
zamanın bugüne uzanan boyutlarını da vurgulamayı istemiştir Akıncı; bununla
birlikte içinde yaşadığı çağın ressamı olduğunu da unutmaz. Geçmişi içeren ve
farklı zaman dilimlerini bugünde yansıtan bir zaman anlayışı… Bu nedenle
ressamın bıraktığı resim mirası üzerinden İstanbul’daki kentsel değişime, Evin
İyem’in deyişiyle “özellikle Eyüp ve Haliç peyzajlarıyla yarım asırlık bir
kentsel değişime tanık olmamız mümkün.”
Naile Akıncı ve Evin Sanat Galerisi
Levent Çalıkoğlu’nun ifadesiyle,
resim yolculuğu boyunca “tek bir coğrafi kesit içerisinde çoğalmayı önemseyen”
Naile Akıncı’nın Evin Sanat Galerisi’yle birlikteliği 2000 yılında başlamış.
Evin İyem bu süreci şöyle anlatıyor:
Ayça Güzel: Evin
Sanat Galerisi ile Naile Akıncı birlikteliği nasıl gelişti?
Evin İyem: Evin Sanat Galerisi bildiğiniz gibi
anlaşmalı sanatçılarına sergi açıyor. Sanatçılarının yurtiçi ve yurtdışı
sergilerinden, tanıtımlarından sorumlu oluyor. Ancak Naile Hanım’la farklı
çalıştık. 2000 yılında Naile Akıncı’nın tüm sanatsal meseleleriyle ilgilenen
oğlu Avukat Cengiz Akıncı ile annesinin İstanbul’daki tüm sanat etkinlikleriyle
ilgilenmek üzere anlaştık. 2012 yılına dek altı kişisel sergisini açtık.
Türkiye’nin diğer illerinde de olmak üzere 45 karma sergimizde eserlerini sergiledik.
Tüyap’taki sanat fuarlarına birlikte katıldık. 2003 yılında Tüyap’ın Onur
Sanatçısı ödülünü aldı. 2005 yılında galerimizde gerçekleşen sergisiyle Sedat
Simavi Ödülleri Görsel Sanatlar Ödülü’nü kazandı.
Ayça Güzel: Sanatçının Türk resmine katkısı sizce
nasıl olmuştur?
Evin İyem: Naile Hanım, Türk Resmi’nde çok önemli
bir peyzaj ustasıdır. Ben Türk Resminin önemli kadın sanatçısı sıfatını
benimseyemedim, çünkü sanatçıların kadın ve erkek olarak sınıflandırılmasını
doğru bulmuyorum. Kadın sanatçı olmanın tek farkı, bir de evlenip çocuk sahibi
olursanız resim yapmak için erkeklerden daha fazla çabalamak ve ödün vermek
zorunda olmak maalesef. Eşiniz destek olsa bile (ki ben buna Nasip ve Nuri İyem
ilişkisinde tanık oldum) ‘’çoluk çocuk’’ her zaman kadının sorumluluğunda. Bu
nedenle Naile Hanım’ın hemcinslerine örnek olmasına çok saygı duyuyorum.
Ayça Güzel: Akıncı’nın
vefatı Türk resmi için nasıl bir kayıptır?
Evin İyem: Naile Hanım’ın 70 yılını aşan sanat
yaşamında Türk Resmi’ne çok değerli eserler bıraktı. Onun kadar üretken ve
dirençli bir sanatçıya sahip olmak Türk Resmi’nin bir kazancıdır. Vefatı Türk
Resmi için çok büyük bir kayıptır ancak nerdeyse yaşamının son anına kadar
resim yapmaya devam edebilmesi tesellimizdir.
Ayça Güzel: Naile
Hanım’ın resim mirası genç Türk ressamına nasıl bir izlek oluşturur?
Evin İyem: Naile Akıncı’nın hem iki çocuk
yetiştirip, hem maddi olarak ailesine katkıda bulunmak için resim öğretmenliği
yapıp yine de resminden hiç ödün vermeden 70 yıl üretmesinden daha önemli bir
izlek olabilir mi?
Ayça Güzel
İstanbul Art News
Mayıs 2014